PROF. DR. NEVZAT TARHAN: "DEPREME SADECE YER BİLİMİ GÖZÜYLE BAKMAK KAYGIYI ARTIRIYOR!"

YURT HABERLER (Beyaz Haber Ajansi) - Beyaz Haber Ajansi | 29.04.2025 - 15:32, Güncelleme: 29.04.2025 - 17:13 62 kez okundu.
 

PROF. DR. NEVZAT TARHAN: "DEPREME SADECE YER BİLİMİ GÖZÜYLE BAKMAK KAYGIYI ARTIRIYOR!"

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumda oluşan korku, kaygı ve stres durumlarını değerlendirdi. Deprem psikolojisinin çok boyutlu olduğunu vurgulayan Tarhan, kabul terapisi, sosyal destek ve güven duygusunun önemine dikkat çekti.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumda artan korku ve kaygıları değerlendirdi. Deprem psikolojisine 360 derece açıyla bakılması gerektiğini vurgulayan Tarhan, sadece yer bilimleri açısından yapılan değerlendirmelerin kaygıyı artırdığını belirtti. Prof. Dr. Tarhan, deprem sonrası psikolojik sürecin üç aşamadan oluştuğunu ifade ederek, ilk 15 günlük akut stresin doğal olduğunu, dört haftayı aşması halinde posttravmatik stres bozukluğu riskinin, sekiz haftayı geçmesi durumunda ise profesyonel destek alınmasının gerekli olduğunu söyledi. “Deprem korkusu kişiye göre değişir” Korkunun kişilik yapısına bağlı olarak değiştiğini söyleyen Tarhan, bazı bireylerin dışarıdan sakin görünüp içten içe panik yaşadığını belirtti. Belirsizlik, çaresizlik ve umutsuzluğun deprem korkusunu artırdığını ifade eden Tarhan, Japonya örneğini vererek, güçlü ve güven veren sistemlerin bu korkuyu azaltmada etkili olduğunu aktardı. “Her açıklamaya inanmamak lazım” Depremle ilgili uzman açıklamalarının çoğu zaman toplumda kafa karışıklığı yarattığını ifade eden Tarhan, bu tür bilimsel tartışmaların medya yerine bilimsel platformlarda yapılması gerektiğini söyledi. Resmi kurumların güven verici, açık ve bilimsel açıklamalar yapmasının önemine değindi. “Toplumda kronik stres yaygınlaşıyor” Tarhan, toplumda kronik mutsuzluk halinin yaygınlaştığını ve bu durumun tartışmaları, şiddet olaylarını artırabileceğini dile getirdi. Güven duygusunun eksikliği ve liderlere olan inancın zayıflamasının krizi derinleştirdiğini belirtti. “Kabul egzersizleri ve sosyal temas önemli” Deprem korkusuyla başa çıkmak için kabul egzersizleri yapılmasını öneren Tarhan, ‘Acceptance Commitment Therapy’ (Kabul ve Kararlılık Terapisi) tekniklerinin faydalı olduğunu anlattı. Korkuya şefkatle yaklaşmak, nefes egzersizleri, zihinsel sığınaklar ve olumlu düşüncelerle bireylerin rahatlayabileceğini söyledi. Travma anlarında sosyal temasın etkisini azaltan önemli bir unsur olduğunu da vurguladı. “Çocuklar ve gençlerde travma yönetimi” 0-6 yaş grubunun güven duygusuna, 6 yaş üzeri çocukların ise konuşularak duygularının ifade edilmesine ihtiyaç duyduğunu belirten Tarhan, ebeveyn tutumlarının travmaya karşı dayanıklılığı etkilediğini kaydetti. Ergenlik döneminde ise gençlerin anlam arayışlarının doğal olduğunu, bu dönemde fikirlerine başvurulmasının aidiyet duygusunu güçlendireceğini söyledi. “Narsistler depremde daha çok korkar” Narsistik kişilerin güçlü görünme eğilimiyle korkularını gizlediğini belirten Tarhan, bu bireylerin kritik anlarda en hızlı panik tepkisini gösterenler arasında yer aldığını ifade etti. “Toplum olarak yeni bir amaç belirlenmeli” Türkiye’de yaşanan kaygı ortamının toplumu umutsuzluğa ittiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, geçmişte yaşanan büyük krizlerden alınan derslerle yeni bir ortak amaç belirlenmesi gerektiğini söyledi. Gençlere güven ve adalet duygusu verilmesinin toplumsal huzuru artıracağını da vurguladı.  
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumda oluşan korku, kaygı ve stres durumlarını değerlendirdi. Deprem psikolojisinin çok boyutlu olduğunu vurgulayan Tarhan, kabul terapisi, sosyal destek ve güven duygusunun önemine dikkat çekti.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından toplumda artan korku ve kaygıları değerlendirdi. Deprem psikolojisine 360 derece açıyla bakılması gerektiğini vurgulayan Tarhan, sadece yer bilimleri açısından yapılan değerlendirmelerin kaygıyı artırdığını belirtti.

Prof. Dr. Tarhan, deprem sonrası psikolojik sürecin üç aşamadan oluştuğunu ifade ederek, ilk 15 günlük akut stresin doğal olduğunu, dört haftayı aşması halinde posttravmatik stres bozukluğu riskinin, sekiz haftayı geçmesi durumunda ise profesyonel destek alınmasının gerekli olduğunu söyledi.

Deprem korkusu kişiye göre değişir”

Korkunun kişilik yapısına bağlı olarak değiştiğini söyleyen Tarhan, bazı bireylerin dışarıdan sakin görünüp içten içe panik yaşadığını belirtti. Belirsizlik, çaresizlik ve umutsuzluğun deprem korkusunu artırdığını ifade eden Tarhan, Japonya örneğini vererek, güçlü ve güven veren sistemlerin bu korkuyu azaltmada etkili olduğunu aktardı.

“Her açıklamaya inanmamak lazım”

Depremle ilgili uzman açıklamalarının çoğu zaman toplumda kafa karışıklığı yarattığını ifade eden Tarhan, bu tür bilimsel tartışmaların medya yerine bilimsel platformlarda yapılması gerektiğini söyledi. Resmi kurumların güven verici, açık ve bilimsel açıklamalar yapmasının önemine değindi.

“Toplumda kronik stres yaygınlaşıyor”

Tarhan, toplumda kronik mutsuzluk halinin yaygınlaştığını ve bu durumun tartışmaları, şiddet olaylarını artırabileceğini dile getirdi. Güven duygusunun eksikliği ve liderlere olan inancın zayıflamasının krizi derinleştirdiğini belirtti.

“Kabul egzersizleri ve sosyal temas önemli”

Deprem korkusuyla başa çıkmak için kabul egzersizleri yapılmasını öneren Tarhan, ‘Acceptance Commitment Therapy’ (Kabul ve Kararlılık Terapisi) tekniklerinin faydalı olduğunu anlattı. Korkuya şefkatle yaklaşmak, nefes egzersizleri, zihinsel sığınaklar ve olumlu düşüncelerle bireylerin rahatlayabileceğini söyledi. Travma anlarında sosyal temasın etkisini azaltan önemli bir unsur olduğunu da vurguladı.

“Çocuklar ve gençlerde travma yönetimi”

0-6 yaş grubunun güven duygusuna, 6 yaş üzeri çocukların ise konuşularak duygularının ifade edilmesine ihtiyaç duyduğunu belirten Tarhan, ebeveyn tutumlarının travmaya karşı dayanıklılığı etkilediğini kaydetti. Ergenlik döneminde ise gençlerin anlam arayışlarının doğal olduğunu, bu dönemde fikirlerine başvurulmasının aidiyet duygusunu güçlendireceğini söyledi.

“Narsistler depremde daha çok korkar”

Narsistik kişilerin güçlü görünme eğilimiyle korkularını gizlediğini belirten Tarhan, bu bireylerin kritik anlarda en hızlı panik tepkisini gösterenler arasında yer aldığını ifade etti.

“Toplum olarak yeni bir amaç belirlenmeli”

Türkiye’de yaşanan kaygı ortamının toplumu umutsuzluğa ittiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, geçmişte yaşanan büyük krizlerden alınan derslerle yeni bir ortak amaç belirlenmesi gerektiğini söyledi. Gençlere güven ve adalet duygusu verilmesinin toplumsal huzuru artıracağını da vurguladı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve habergercek.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.